“Ne olduğunuzu temsil edemezseniz, ne olmadığınızı anlatmak zorunda kalırsınız.” İhsan Fazlıoğlu
Bugün 11 derece Kova burcunda gerçekleşecek olan Kova dolunayının ana mesajı bu… Nitekim dolunay adını verdiğimiz bu ay-güneş karşıtlığında, Ay Kova’da gerçek benliğini özgürce ifade etmek isterken Güneş Aslan’da, karşı tarafa kendini beğendirmek için süsleniyor. Devrim gezegeni Uranüs ise, yöneticisi olduğu bu dolunayın üzerine dik açıyla gelerek, yüzümüze ağır gelen makyajları silmeye, çoktandır uymayan maskeleri indirmeye, bize kim olduğumuzu hatırlatarak bizi ÖZGÜRLEŞTİRMEYE kararlı. Özellikle ikili ilişkilerde ‘gerçekte kim isek’, korkusuzca, ‘tam da onu temsil etmemiz’ gerektiğini kendi yöntemleri ile anlatıyor olacak bu Uranüsyen dolunay.
Oğlak burcunun yükseldiği bu haritaya bakınca, her şeyden çok ve ilk olarak kendi doğamızın sorumluluğunu almamız gerektiğini hatırladım.
Hepimiz doğamızı tanımalı ve onu yaşamalıyız.
Çünkü hepimiz ancak kendi doğamızda hür olabiliriz.
Gerçek mutluluğun kilidini yalnızca bu minik anahtar açar.
Bunun için ilk önce vahşi doğamızı keşfe çıkmamız gerekir. Çünkü içsel gerçekliğimiz, kitaplarda yazıldığı gibi değildir. Yazılanın dışına çıkmak cesaret ister. O doğayı yargılamadan kabul edebildiğimizde koşulsuz bir sevgi doğar ve insan sevdiğini korumalıdır. Gerçek doğamızı -herkese ve her şeye rağmen- kalbimizin ortasında bir nişan gibi taşıyabilmek, bu ömre layık olmanın gereğidir.
Şayet taşıyamazsak, bu bozuk habitatta doğal felaketler yaşanması kaçınılmaz olur. Kendimize (ve elbette başkalarına) söylediğimiz yalanlarla kurduğumuz kumdan kaleler, er ya da geç dalga aşımına uğrayıp devrilecektir.
Bugünden başlayarak kendimizi yargılamaya, düzeltmeye, değiştirmeye, bozmaya, benzetmeye ve yontmaya çalışmayı bırakalım.
Üstümüze uymayan giysileri sahiplerine teslim edip, bir müddet kendimize çıplak kalalım.
O çıplaklıktan bakalım bir başkasının da nüvesine.
Bir kuş, kuş gibi yaşasın ve bir balık, balık gibi. Lakin balığın kalbinde kuş olmak varsa, bırakalım uçup gitsin.
Bazı kuşların dışarıda özgürken, bazılarınınsa kafes içinde hapisken öleceğini ve bunun birini diğerinden ‘daha az kuş’ yapmayacağını hatırlayalım.
Bir kadın, dışında bulamadığı eril gücü içinde buluyorsa ve bu ona iyi geliyorsa, izin verelim ‘erkek gibi’ olsun.
Bir erkek içindeki kırılgan çocukla yüzleşmişse, en hassas duygularını açık seçik yaşayabilsin. Şefkatini örtecek bahaneler yaratmak zorunda bırakmayalım.
Tek eşliler tek eşli, çok eşliler çok eşli, hiç eşliler eşsiz yaşasınlar. Mış gibi yapmadan ve yalansız. Özlerinde ne varsa, sözlerinde de o olsun. Yargılanmasınlar.
Doğum haritanız kendi doğanızı keşfetmeniz için bir pusuladır. Haritadaki gezegenler retroysa, zarardaysa, yanıksa, açılar öyle veya böyleyse bu yalnızca ve yalnızca size sizin doğanızı anlatır. Ve sistem doğanızı ‘düzeltmeniz’den ziyade, idrak etmenizi bekler. İdrak farkındalığı, farkındalık değişimi getirir… Astroloji, bir idrak ve farkındalık aracıdır.
Hepimiz doğamızı anlamalı ve doğamızda hür yaşamalıyız. Bir başkasının ‘kim olduğunu temsil etme’ hürriyetini kendi hürriyetimiz kadar savunabildiğimiz gün, gerçekten özgür olmaya başlayacağız.
Öyleyse, büyük yalanlar dünyasında, biricik küçük gerçeğimize uyandığımız mutlu bir dolunay sabahı olsun hepimize. Işıkla ve sevgiyle.