“Kalbinizi yumuşatın ama iradeniz sert olsun,
sözlerinizi yumuşatın ama nüfuzunuz derin ve kuvvetli olsun.” Cahit Zarifoğlu
Güneş 21 Haziran ekinoksuyla birlikte Yengeç burcuna geçti. Yengeç burcu, Kuzey Yarımkürede yaz mevsiminin başlatıcısı olarak, su elementi burçların öncüsü kabul edilir. Burçlar içine doğdukları mevsimin kalitesini taşıyan arketiplerdir. Bu anlamda, Yengeç burcu prensibi, sıcak ve heyecanlı bir mevsimin uyanışına, duygusal bağlantılar kurarak ve bu bağlantıların güvenliğini sağlayarak öncülük etmektedir. Bu nedenle Yengeç, doğum, annelik, besleme, sevgi, şefkat, koruma, güvenlik, bağlılık, vatan ve aidiyet konuları ile birlikte anılır.
Ezoterik astrolojide Yengeç burcu, yönettiği 4. ev ve yöneticisi Ay ile beraber, yaşam ve ölüm döngüsünde ruhun bedenlenişini temsil eder. Yengeç burcunun olduğu yerde bir doğumla başlayan, sona ermeyecek bir döngü vardır. Yengeç burcunun nesilden nesile aktarılan DNA yapısı, atalar, kökler, aile ve soy anlamları buradan gelir. Ve elbette karma döngüsü… Yengeç burcu haritalarımızda hangi alanlarda aktifse, orada köklerden gelen bir bağıntı ve bu bağıntıdan doğup ilerleyecek bir kadersellik vardır. Örneğin bir doğum haritasının tepe noktasında Yengeç burcu varsa, o harita sahibi bu hayatta birkaç kez (mecazi anlamda) ölüp yeniden doğmak zorunda kalabilir; kişinin bu hayattaki dharması (görevi) yeniden doğarak ve her defasında sevgi ve şefkati geliştirerek tekamül etmek olabilir. Yengeç’in olduğu yerde mutlak büyüme ve gelişim vardır.
Antik Mısır’da yaşam ve ölümün sembolizması niteliğindeki skarabeler yani kutsal bok böcekleri (Latince adıyla Scarabaeus), ezoterizmde ruhun doğuşunu sembolize eden Yengeç burcu arketipiyle birçok bakımdan örtüşür. Skarabeler, Türkçe’de onlara ‘bok böceği’ ismini kazandıran meşhur ‘dışkı taşıma’ işlevi ile tanınırlar. Bok böcekleri, kendi dışkılarını çamurla karıştırarak yuvarlaya yuvarlaya top haline getirerek, toprak altındaki korunaklı derinliklere gömerler. Kuvöz olarak kullandıkları bu topun içerisine yumurtalarını bırakır; böylece bu dışkı topunu yavrularının gelişmesi için son derece güvenli bir ana rahmine dönüştürürler. Bu korunaklı alan, hem larvaların beslenerek geliştiği hem de kendi dışkılarını dahil ederek büyütmeye devam ettikleri bir yuva haline gelir. Atalardan çocuğa aktarılan yaşam gibi, bu çaba bir döngü halinde yaşamlarca devam eder durur.
Yengeç burcu da aynı şekilde, kendi kabuğunda korunarak büyümenin, duygularla beslenerek olgunlaşmanın ve sevgiyle tekamülün prensibidir. Yengeç burcu için dünya tamamıyla bir duygular okuludur. Klişe ‘duygusallık’ sıfatının derinlerinde, duygu ve sezgilerini kontrol ederek ve onların sorumluluğunu alarak, hayattaki bireysel mevcudiyetini güçlendirme arayışı yatar. Yengeç burcu, kalbinin yumuşaklığını koruyarak ama aynı zamanda iradesini güçlendirerek bireyleşir. Bu bir bakıma, yaşamımızın kaynağı eril ve dişil prensiplerin yani anima ve animusun kaynaştırılmasıdır: Annesinin ve babasının zıt kutuplarından meydana gelen her bebeğin, aynı anda hem Ay’ın yumuşak ve koruyucu dişiliğini, hem Güneş’in yakıcı ve güçlü erkini ruhunun derinliklerine sevgiyle kabul ederek hayatta kalma mucizesidir. Bu anlamda Yengeç burcunun karşıtı Oğlak burcunda, kendisini dengelemesi gereken o kuvvetli irade, otorite ve gücü görmemiz rastlantı değildir.
Yengeç burcu, süreçleri içerisinde hem anneyi hem bebeği barındırır. Koşulsuz bir sevgi, fedakarlık ve güven içerisinde beslenen bebek, büyüdüğünde hem kendine hem etrafındakilere aynı sevgi lisanı ile konuşmaya başlayacak, dişil nitelikleriyle etrafını koşulsuzca besleyip büyütecek, eril nitelikleriyle de koruma ve güvenlik sağlayacaktır. Elbette işler her zaman böyle yürümez ve bazen bebekler bebek kalmakta ve kendi bireyselliğinin sorumluluğunu almak yerine hep o ilgiyi – etraftan- talep etmekte ısrar ederler. Ya da bir diğer uçta, kendi duygusal ihtiyaçlarını yok sayarak, sürekli ‘başkalarını’ beslemeye ve onlara annelik yapmaya çalışabilirler. Her iki uçta da bu gölgeler, kişiyi dengeden uzaklaştırarak ya çok alıcı ya da çok verici, ya çok etken ya da çok edilgen bir konuma taşıyabilir. Kişi, hayatta kalma stratejisi olarak kurban olmayı ya da kurtarıcı olmayı seçebilir.
Çözüm, psişedeki eril ve dişil gücün, birini diğerine feda etmeksizin farkına varılması ve dengeye getirilmesi ile sağlanır. Yengeç burcu vurgusu yoğun olan kişiler, her halükarda bu hayatta güçlü bireyler olmayı, kendilerine ebeveynlik yaparak aradıkları sevgi düzenini kendi içlerinde kurmayı ve Tarot’taki Araba kartının betimlediği gibi, kabuğundan çıkarak dış dünyada bütünlüklü biçimde varolmayı öğrenmekle yükümlü oldukları bir hayat planı ile karşılaşabilirler.
Tüm Yengeç burçlarının yeni Güneş döngüsünü kutluyor, hepimize besleyici, büyütücü, şefkat dolu bir Yengeç mevsimi diliyorum.
Sevgiyle ve ışıkla.
21.06.2021