“Ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız.” Kartacalı Hannibal
2024’ün son yeniayı bu gece, yılın son gününde gerçekleşiyor. Hayatın karanlık ve acımasız yüzünü sembolize eden Facies sabit yıldızı ile kavuşumdaki yeniay; zorluklar karşısında inatçı olmamız ve pes etmeyerek ‘bir yolunu bulmamız’ için ışık tutuyor. Geride kalan yılı, acımasız savaşlardan ekonomik buhranlara dek, bizleri zorlayan ve birçok cephede birden savaşmak zorunda bırakan bir yıl olarak hatırlayacağız, hiç şüphe yok… Kuzey Düğümün Koç burcunda ilerlediği 2024’ün ana teması tam manasıyla ‘savaş’ idi. Böylesi sert bir yılı, en zorlu koşullarda dahi hayatta kalabilmenin bir yolunu bulan Oğlak burcunda bir yeniayla kapatıyor olmamız oldukça manidar.
Üstelik bu yeniay, Koç-Terazi aksının son derecelerinde olan ay düğümleriyle de açılanıyor. Bu aksın sembolize ettiği konularda, özellikle ilişkilerde, son 1.5 yıldan beri kördüğüm olan gündemlerimizin, bilinç ve bilinçaltı düzeyde bizi yeniden yapılandırarak çözüleceğine işaret ediyor.
Oğlak burcu arketipi, tıpkı ona adını veren oğlak hayvanı gibi, sarp kayalıklarda dolaşan, en dik yamaçlara korkusuzca tırmanan, en sert koşullara rağmen azim ve dirayetle zirveyi zorlayan bir mizacı temsil ediyor. Zodyak’ta Oğlak burcunun kaynakların ve imkanların kıtlaştığı, soğuk ve karanlık kış mevsimini başlatması, rastlantı değil.
Öncü ve inatçı karakteristiği ile, bir yol yoksa bile bir yol açan, azim ve kararlılık ile öne atılan, pes etmeden çalışan, sabırla, planla ve stratejiyle yol alan Oğlak, yapılması gerekeni, gerekirse tek başına yapmak konusunda da iddialı olduğu için zaman zaman yalnızlaşabilen bir doğayı da tasvir ediyor.
Oğlak, bir başına verdiği savaşlar ile çelik gibi dayanıklı bir forma; çok daha fazlasıyla baş edebilecek içsel güce kavuşuyor. Fakat zorluklara karşı derisi kalınlaştıkça, bu kez bu kaskatı derinin altından duygular sızamaz hale geliyor. Kendi deneyimlediği yıkıcı koşulları başarı için şart koşan, kendine ve başkalarına hep en zoru dayatan, kolay ve zahmetsiz bir yolun da olabileceğini kabul etmeyen tutucu bir tavra bürünüyor.
Ötekiyle, duyguları yok sayan ve prensiplerinden asla ödün vermeyen bir katılıkla ilişkilenen Oğlak’ın alnının akıyla kazanılmış ‘hayatta kalma mücadelesi’, büyüklenmeci bir hikayeye dönüşürse, kişi, en insani hal ve duygulara bile mesafeli yaklaşan, bencil ve zorba bir kimliğe bürünebiliyor.
Ocak’ta Balık burcuna geçecek olan Kuzey Düğüm ve hemen ardından gerçekleşecek Yengeç dolunayıyla, alnımızın akıyla kazandığımız savaşlar, bizi otoriter bir zorbaya mı dönüştürecek, yoksa empati, şefkat ve merhamet kasımızı mı geliştirecek; bunun sınavını veriyor olacağız. Haritanın dip noktasına yerleşmiş bu yeniay, verdiğimiz savaşlar kadar, sonrasında neye dönüşeceğimizi ve acı deneyimleri neye dönüştüreceğimizi de sorgulatıyor.
2024’te çözülmeden kalan birçok düğümü 2025’te çözeceğiz, buna hiç şüphe yok, peki ama tüm bunlar bize ne katacak?
Biz bu tecrübeyle ne yapmayı seçeceğiz? Bu bilgeliği kalın bir cübbe gibi üstümüze giyip başkalarına hüküm vermeyi mi seçeceğiz? Yoksa bu bilgiyle başkalarının yüklerini hafifletmeyi, yollarını kolaylaştırmayı, yaralarını sarmayı, onlara şefkatle rehberlik etmeyi mi tercih edeceğiz?
Peki ya kendimiz? Omuzlarımıza yeni bir yük mü bindirecek, yoksa biraz yük mü eksiltecek bu yeni bilgelik?
Yeniay haritasının yükseleninde Terazi burcunu görüyoruz. Her türden ikili ilişkide, uzlaşı, adalet, denge ve uyum arıyoruz. Fakat yöneticisi Venüs, Uranüs’le sert açısını sürdürüyor; ilişkilerimiz, düşüncesizce atılacak tek bir adımda kopmaya yüz tutmuş incecik bir ip üzerinde yürüyor.
Belki de ipi geren kendi sertliğimiz; kibirli ve duygusuz yaklaşımımız, kaskatı kurallarımız, her şeyin bizim istediğimiz gibi olması için direten inadımız, zoru ve zorlamayı seven, bir şeyi ancak mücadele ile kazanılıyorsa değerli gören egomuz…
Bu yeniay, bu nasırlaşmış sert köşelerimize bakıp onları törpülememizi istiyor.
Venüs önümüzdeki hafta yüceldiği Balık burcuna geçecek. Belli ki yeniayın etkileri devam ederken, ilişkilerde anlayışla yumuşamalar ya da inceldiği yerden kopup sonsuza karışmalar yaşanacak.
Zira Mars da Pluto ile karşıtlığını kesinleştirmeye doğru gerilemekte. Büyük bir öfke, ezici bir ego mücadelesi ve ‘her yol mübah’ diyen bir hırs ile, yıkıcı güç savaşlarına ve manipülatif saldırılara zemin hazırlayan gökyüzünde, belli ki takıntılara ve kanun gibi ezberlenmiş sınırlara tutunmak, bizi girdap gibi yutacak. Mars ve Pluto’nun ay düğümlerine iyicil açısı, bu girdabın da çok şey öğreteceğini; kendimizi, kişileri ya da ilişkileri suçlamak yerine, her ne yaşanırsa yaşansın, ardındaki sırrı sormanın ve içtenlikle cevaplamanın, bizi bir adım ileri götürebileceğini gösteriyor.
Yeniayın yöneticisi Satürn, Merkür-Jüpiter karşıtlığının zirvesinde, boş vaatler ve beklentiler sunanlar kadar bunlara aldanıp gidenlere de gerçekliğin boş ve soğuk duvarlarını işaret ediyor. Geçtiğimiz yılı, ilişkilerimizi, ekonomimizi, girişim ve hedeflerimizi, gittiğimiz yolda izlediğimiz stratejileri, eksikleri ve hataları tekrar gözden geçirmemizi, gerçekçi olmayan işlevsiz fikir ve yaklaşımların altını çizip, bunları gerçek ve işlevsel olanlarla yer değiştirmemizi salık veriyor.
Yeni yılda, ya bir yol bulacak, ya bir yol açacak ya da yepyeni yollara sapacağız. Hangisini seçersek seçelim, tüm yollarımızın ve bu yeni yılın bizlere, dünyamıza ve tüm canlılara mutluluk getirmesini diliyorum. Sevgiyle ve ışıkla🎄✨🫶
31.12.2024