“Senin almaya cesaret edemediğin riskleri alanlar,
senin yaşamak istediğin hayatı yaşarlar.”
Sokrates
8 Nisan’da Koç burcunda bir Güneş Tutulması yaşayacağız. 2 hafta önce Terazi’deki Ay Tutulması ile farkındalık alanınıza düşenler, şimdi kararlı adımlara dönüşecekler.
Bu zaman diliminde sonlanan anlaşma ve ilişkileriniz, yerini yeni başlangıçlara bırakacaklar. Zira tutulma mevsiminin son ayağı olan bu Güneş Tutulması, bizi gerçek hedeflerimize, arzularımıza ve rüyalarımıza doğru sürükleyecek, adeta bir ‘pupa yelken’ tutulması olacak demiştik… Kuzey düğüm yönündeki bu tutulmanın öyle güçlü bir ‘itiş’ kuvveti var ki, kendinizi bir anda, daha önce almaktan çekindiğiniz risklere ve dalmaktan korktuğunuz denizlere yelken açarken bulabilirsiniz. Rüzgar artık arkadan esiyor ve gitmek istediğiniz rotaya doğru sizi destekliyor.
Uzun zamandır sabır gösterdiğiniz, direndiğiniz, alttan aldığınız, idare ettiğiniz konular, koşullar ve kişiler ile ilişkilerinizi hakkaniyetle masaya yatırdığınız bu tutulma hattında yaşananlar, sizi gün geçtikçe daha fazla ‘kendinizi seçme’ raddesine getirmiş olabilir. Artık daha kararlı ve gür bir sesle haklarınızı savunmak, isteklerinizi talep etmek, kurallarınızı ve sınırlarınızı çizmek konusunda büyük açılımlar yaşamış olabilirsiniz. Yaşamınızın komutanı olma noktasında, özellikle ‘bir başına’ girişilen işler ve kararlar anlamında sistem tarafından desteklendiğinizi hissetmiş olmalısınız. Şimdi bu tutulma, yeni ‘siz’in atacağı ilk adımlara dair muazzam bir itki mahiyetinde gerçekleşiyor. Ancak bu cesur başlangıçları yaparken ölçüyü kaçırmamak gerektiğini de hatırlatıyor.
Çünkü tutulma haritasında toprak ve hava elementi yok; yani bir yandan bizi cesur atlayışlara ikna eden bu gökyüzü, diğer yandan faydalı bir gerçekçilik ve objektif bir bakış açısından yoksun gözüküyor. Üstelik, akıbetini düşünmeden hemen o anda aklına geleni yapmaya meyilli Koç Merkür’ünün yanmaya doğru gerilemekte olması da, sağlıklı bir muhakemenin çok mümkün olmadığını gösteriyor. Haritada karşıtlık enerjisi de hiç yok, tüm dikkati kendine ve kendi mücadelesine toplamış, hırs ve heves ile bir anda tutuşup bir anda sönmeye hazır bir fişek gibiyiz. Savaş boyalarını sürmüş ve kendi haklılığından başka kimseyi dinlemeyen bir komutan gibi, yapıcı bencillikten yıkıcı öfkeye bir anda dönebilecek oldukça benmerkezci ve taşkın bir enerjideyiz.
Tutulmanın yöneticisi Mars Balık’ta, öfkesini sağlıklı biçimde dışa vuramayıp bastıran, akılcı stratejiler yerine anlık duygusal yükselişlerle yola çıkan, etraflıca düşünülmemiş girişimlerinin başarısızlığını başkalarına fatura eden bir kaçış enerjisinde… Bir yanımız çekip gitmek, yıkıp dökmek ya da yalnızca kendi özgün ihtiyaçlarına koşmak isterken, bir yanımız kaçmak, saklanmak ve bahanelere sığınarak uyuşmak istiyor. Mars’ın Satürn’le kavuşumu bir nebze ümit veriyor; zira bu kavuşum eylemlerimize bir ölçüde plan, strateji ve düzen getiriyor.
Evet, bu tutulma, gerçek arzu ve hedeflerimize doğru bizi resmen itekliyor, bir anlamda ‘yürü ya kulum’ diyor. Ancak bir yandan da hem bu pervasız atlayışların yıkıcılığına hem de dağınık ve istikrarsız adımların yol açacağı hayalkırıklığına dair bir uyarı yapıyor. Biz belki gerçekten hazırız ve farkındayız, artık bizim mevsimimiz geldi, beklemenin, direnmenin ve sürünmenin mevsimi çoktan geçti, eskimiş kirli ve yorgun gömlekleri çıkarıp yepyeni deneyimlere doğru çırılçıplak koşmanın, prangaları kırıp özgürlüğe doğru yelken açmanın vakti, ama rüzgarı iyi hesaplamadan yola çıkarsak batıveririz.
Neyse ki irademiz güçlü, hevesimiz taze, gençliğimiz var.
Güneş Koç burcunda süper yücelim derecesinde, iradenin en güçlü halini tezahür ederken, ilahi bir denk geliş ile tam derece-dakika Şiron’la kavuşuyor. Şiron Koç’ta özgüven ve bireysel gücün ortaya konmasıyla ilgili onulmaz yaralara işaret ederken, bu yaralardan azat olmanın yol açacağı dönüşümü kulağımıza fısıldıyor. Güneş Şiron kavuşumları, kendi yarasını oyarak yaraya dair derin bir anlayış kazanan ve o oyuktan kendini yeniden doğuran büyük öğretmenleri tasvir ediyor. Bu güçlü kavuşum, bir şeylerle cesurca savaşma gücümüzü tam da onu kaybettiğimiz noktaya geri dönerek tekrar kazanacağımızı, belki çocukluktan gelen bu güvensizlik sarmalından başkalarını sorumlu tutmayı bırakıp nihayet ipleri elimize alarak bu derin yolculuğa bir şekilde çıkacağımızı söylüyor.
Bu tutulma şifalanmak için çıkacağımız yolculuktur. Bazı yolculukların tadına ancak bir başına çıkılınca ve zorluklara tek başına çözüm bulununca varılır. Yolun getirdiği korku ve kuşkulara kendi iradenizle göğüs gerdiğinizde, özgüveniniz kadar kendinize duyduğunuz inanç da güçlenir. Ve yalnızca böylesi bir yolculuğun sonunda artık o eski kişi olmazsınız.
Bu tutulma bizi bu yolculuğa çıkaracak, bir ayrılık, bir dava, bir mücadele, uzun zamandır alınamamış cesur bir karar, bir risk, bir değişim, bir taşınma, her ne ise bir başına çıkılan bu yolculuk, emin olun, sizi şimdilerde orada olduğuna hiç inanmadığınız gerçek gücünüzle tanıştıracak. Ve belki o dehlizlerden geri döndüğünüzde, bunu nasıl başardığınızı anlatıp, başkalarının yüreğinde de ölmeyen cesur bir ateş yakacaksınız, tıpkı Şiron gibi.
Biliyorum ki şu an hepimizin masasında farklı konular var, ancak eminim ki hepimizin ortak bir noktası var: kendi kaynağımızdaki güce uyanmak.
Şimdi hepimiz çantamıza meselemiz neyse koyup, bu yola, bu yolculuğa çıkıyoruz.
Dümeninde yalnızca bizim olduğumuz bu deli dolu maceraya hazır mısınız?
Evetse, kalbimiz, zihnimiz, yolumuz açık olsun!
Gerçeğe, hayallere, rüyalara ve gerçek gücümüze doğru, vira vira!
Sevgiyle ve ışıkla💙
Art: @thismintymoment
9.4.2024