“Sizinle tanışmayı bekleyen insanlar var.
Sizi sevmeyi bekleyen insanlar var.
Gerçekleşmeyi bekleyen hayaller var.
Adımınızı atana dek hareketsiz duran yerler var.
Sabah sizin için gerçekten güzel şeyler olabilir.
Varışınızı bekleyen çok şey var.
Oraya gidin.”
Brianna M Pastor
Yengeç, geçmişin güvenli ve tanıdık limanlarına demir atmak ile, Oğlak geçmişten güç ve ivme alarak geleceği inşa etmek ile ilgilidir.
Yengeç ve Oğlak süreçlerinin birbiri içerisine belki hiç olmadığı kadar kaynaşacağı önümüzdeki 1 aylık süreçte, duygusal ihtiyaçlarımız ile yaşamsal zorunluluklarımızı makul bir zeminde buluşturmaya, bu birbirine zıt kavramlar arasında uçlara savrulmadan bir orta yol bulmaya çalışacağız.
Duygu ve mantık, hayal ve gerçek, konforlu sığınaklar ve büyüten seçimler, geçmiş ve gelecek arasında gelgit yaşayacak, belki bunca zamandır atmaya korktuğumuz adımları ARTIK atmak zorunda olduğumuzu fark ediyor olacağız.
Bu gece gerçekleşecek Oğlak dolunayı, 1 derecede, adeta bir yeniay etkisinde, eski sayfaların kapanıp yenilerinin açılmasını tasvir ediyor. Ancak bu yeni sayfaların ne anlatıyor olduğunu, 21 Temmuz’da, yine Oğlak burcunda gerçekleşecek ikinci bir dolunay netleştirecek. Bu kez Oğlak’ın 29 derecesinde gerçekleşecek dolunay, bazıları için bir tamamlanma ve bilanço mahiyetinde, bazıları için ise istenen sonuca sürükleyen istenmeyen krizler şeklinde tezahür edecek. Dolayısıyla diyebiliriz ki, şimdi ekmeye ‘karar vereceğimiz’ tohumlar; 6 Temmuz’da gerçekleşecek yeniayla birlikte ekilecek ve 21 Temmuz’da Yengeç mevsimi sona ererken meyvelerini verecek. Yaşamınızda önemli bir başlangıç-bitiş döngüsünde iseniz, süreçlerinizi bu takvime göre gözlemleyebilirsiniz.
Her iki dolunayın da odağında ilişkiler olduğunu görüyoruz. Bu geceki dolunayda yuva, aile ve özel duygusal ilişkilerimizle ilgili yapacağımız muhasebenin, bizi birçok konuda önemli kararlar alma aşamasına taşıyacağını ön görebiliriz. Elbette bizi bu sevimsiz muhasebeye ‘zorunlu kılan’ birtakım olaylar eşliğinde…
Çünkü zamanın enerjisi, Yengeç-Oğlak karşıtlığı içerisinde bizi kapsamlı bir analiz sürecine ve bunun sonucunda da pek tercih edilmeyen bir karar verme sorumluluğuna davet ediyor. Artık kararları ertelemek veyahut bir başkasına sevk etmek fayda sağlamıyor. Duygularımızın ve duygusal bahanelerimizin ardına saklanıp gerçeklerden gizlenmek bizi kurtarmıyor.
Yapılması gereken, yapılmalı artık.
Oğlak dolunayları zor zamanları işaretler; zorlayıcılığı sırf Satürnyen olmasından kaynaklı değildir. Yengeç’teki güneşi şimdi Oğlak’taki ay yönetmektedir; Oğlak’taki ay duygulardan azade, katı, soğuk, üşüten bir gerçeklikle başbaşa kalmak anlamına gelir; dolayısıyla bu dolunaylarda, kaçıp saklanacak bir delik artık yok gibidir; artık burada büyümenin ve hayatını inşa etmenin zorunluluğu apaçıktır. Bu zorunluluk çoğumuz için duygusal anlamda oldukça yıpratıcı olabilir; bir karar vermek, bir sınır çizmek, bir yola çıkmak, bir risk almak, alışıldık ve konforlu olanı, bazen de duyguları ardında bırakarak bilinmeze cesaret etmek, çocuksu bir sonsuz bakım ve güven arayışını geriye atıp, büyüme sorumluluğunu öne almak, kim olursa olsun, zor gelir.
Oğlak dolunayları, hayallerimizi süsleyen ve uğruna çalışmamız, risk almamız, zamanla ve sabırla adım adım yuva haline getirmemiz gereken evin anahtarını almaya ve evin kapısını nihayet açmaya karar verdiğimiz süreçlerdir.
Ancak bilirsiniz ki, elinizdeki anahtarla yeni bir kapıyı açmadan evvel, geride kalan kapıları madden ve manen kapatabilmeniz gereklidir.
Şimdi Yengeç güneşinin sembolize ettiği yuva ve aile gibi en derin duygusal besin kaynakları, şayet büyümemiz için gerekliyse ardımızda bırakmayı öğrenmemiz gereken konuları göstermektedir.
Bu da birçoğumuzun, bilinçaltında uyuyan gizli bir bağımlılık döngüsüyle yüzleşeceğine işarettir.
Öte yandan Oğlak ayı, şimdi anahtarını elimizde tuttuğumuz ve dolayısıyla sorumluluğunu kendimizden başka kimseye yükleyemeyeceğimiz bu yeni evin inşası için gerçekçi bir yaklaşıma, disiplinli çalışmaya, iyi düşünülmüş bir plana ve yüksek sorumluluk bilinci ile aksiyon almaya ihtiyaç duyduğumuzu söylemekte. Ve elbette öncelikle mantıklı bir karar vermeye…
Dolunay haritasının yükselenindeki İkizler, bu karar sürecinde sorular sormanın, tarafsız olmanın ve değişken koşullara esneklikle çözüm üretmenin önemini vurguluyor. Ancak yöneticisi Merkür’ün Yengeç’teki Güneş ve Venüs’le dipdibe olması, zihnimizin fazlaca geçmiş alışkanlıklarımıza, duygusal bağımlılıklarımıza ve güvenlik arayışına takılı kalıp kaçış moduna geçebileceğini gösteriyor.
Ateş elementinden yoksun ve Venüs’ün yanık olduğu bu haritada başarabileceğimize dair inancımız zayıf, duygusal bahanelerimiz ise güçlü olabilir. Sınır aşımında gördüğümüz Merkür ve Venüs, annelerinin eteğine yapışmış, okula gitmemek için direten iki kardeş gibi, karşılarında yine sınır aşımında duran Oğlak ayı, er ya da geç gitmeleri gerektiğini sert bir üslupla dikte ediyor…
Ancak Merkür, tüm bu girdap içerisinde ay düğümlerine yaklaşan bir karede, meali, isteseniz de istemeseniz de, bir karar verilmek üzere. Kuzey Düğüm Koç, kişinin kendi hür iradesi ile yolundaki engelleri aşma cesaretini ateşlerken, düzenleyicisi Mars ile Merkür arasındaki keskin irade açısı kulağımıza fısıldıyor: “İstersen yaparsın, oraya git, o anahtarı al ve o kapıyı aç artık.”
Güneş-Pluto etkileşimi ile yetkin irade gücümüzü ve bu eşsiz yolculuğun bizi nasıl dönüştüreceğini şimdi tahayyül edemiyor olabiliriz. Ama her eşsiz yolculuk gibi, bu yolculuğa da elbet çıkılacak, geride birileri ve bir şeyler elbet bırakılacak. Şehre bir yabancı gelecek ve yeni bir serüven başlayacak. Şimdi buna inanmıyor, bunu düşünmekten bile imtina ediyor, kafayı kuma gömüyor olabiliriz; gelecek ve hediyeleri, şimdi masamızda duran gerçeğin ve sırtımızdaki geçmişin ağırlığından daha hafif geliyor olabilir. Ancak er ya da geç o anahtarı alacak, o kapıyı açacak, kendi hayatımızın inşaatında baş usta olmaya doğru bir adım atacağız. Belki sonrasında o anahtarı bir nişan gibi evimizin duvarına asarız: “Tüm bunları ben yaptım.”
Sevgiyle ve ışıkla♥️
21.06.2024