Bu gece Oğlak burcunda bir dolunay gerçekleşiyor. Haritalarımızda Oğlak burcunun bulunduğu ev konularında geçtiğimiz Ocak ayında başlayan gündemlerin bir sonuca bağlanmasını ya da en azından objektif biçimde sorgulanmasını anlatan bu dolunayda, ana akslarda öncü burçların ilk dereceleri yükseliyor; dolunayın ışığı, bir tamamlanmanın ardından gelen yepyeni başlangıçları müjdeliyor.
Yengeç’teki Güneş ve Oğlak’taki Ayın karşıtlığında gerçekleşen dolunay, ev, yuva, aile, vatan, toprak, gayrimenkul ve radikal yer değişiklikleri ile konfor alanlarımızı korumak uğruna neleri feda ettiğimize dair ani farkındalıklara yol açıyor.
Elbette Oğlak’taki huzursuz ayı ve haritanın tepe noktasını yöneten Satürn olunca, ev, aile, yuva gibi duygusal gündemler kadar kariyer, başarı, hedeflerimiz ve bunlar için atılması gereken adımlar da gündeme geliyor.
Satürn’ün haritanın yükselen çizgisinde olması, hedef ve arzularımız için artık bir ‘girişimde bulunma’ zorunluluğunu yüzümüze çarpıyor.
Neptün de Satürn ile kavuşurken, bir şeyleri canı gönülden istediğimizi, sık sık hayal ettiğimizi ancak kontrol edemediğimiz bir akış içerisinde oldukça yönsüz hissettiğimizi söyleyebiliriz. Kafa karışıklığı ve bilinmezlik nedeniyle gereken adımları bekletiyor, sorumluluk ve çabadan kaçıyor olabiliriz.
“Alın yazınızı yalnızca alın terinizle silebilirsiniz.” Halil Cibran
Oğlak, gereken neyse onu yapmanın burcudur. Ancak Neptün, geçmişte olmuş veya şu an olmakta olanları siper edinerek, yapılması gerekeni görmezden gelen bir kaçış planı çiziyor. Yengeç’teki Güneş ise, yorganın altına saklanmaya dünden razı bir tavırla, ‘akıştayım’ diyerek kendini oyalarken, gitgide yerçekimsiz bir ortama hapsoluyor.
Oysa Yengeç’teki Güneş’in ipini, şimdi karşısında ona meydan okuyan Oğlak’taki Ay tutuyor; kaçacak yer yok. Oğlak prensibi; en zorlu koşullarda, en imkansız için dahi, bitmek bilmeyen bir azim ile çaba göstermek, sabır ve sükunet ile çalışmak ve asla pes etmemek anlamına geliyor. Yengeç’in güvenlik arayışı, Oğlak’ın azmi ile bütünleşemezse, hüsranla sonuçlanıyor.
Yükselen yöneticisi Mars’ın Başak burcunda, Güney Düğüm ile kavuşuma ilerliyor oluşu, geçmişten gelen birtakım sorunların önümüze düşmesi, takıntı ya da anksiyeteye dönüşmesine işaret ediyor. Geçmişte yeterince detaylı düşünmediğimiz ya da şimdi koşullar değişince revize etmemiz gereken konular, biz bir türlü aksiyona geçip de çözemediğimiz için zihnimizde kördüğüm haline gelip boğazımızı sıkıyor.
Fakat Mars ve Ay arasındaki toprak üçgeni, iyi bir plan ve program ile harekete geçersek sorunları çözebileceğimize işaret. Burada anahtar kelime ‘hareket’. Geçmişe takılı kalarak, bahane, serzeniş ve suçlamalarla zaman harcarsak, bizi kim kurtaracak?
Oğlak sistem kurar; Başak sistemin işlemesini sağlar; fakat artık işlevini yitirmiş ve her gün biraz daha tekleyen bir şey verimliliğini kaybeder. Toprak elementinin en pragmatist bu iki burcu, gerçeği apaçık görecek ve işe yarar yeni bir yapı inşa edecek pratikliğe sahip olduğundan, genelde doğru zamanda doğru manevrayı yaparlar.
Oysa Yengeç, beslendiği yapıları, sırf güvenli ya da bilindik diye, özünde yalnızca konforunu bozmamak adına, beğenmese de terk etmeyen bir mizacı tasvir ediyor.
Şimdi biz de, evimizde ya da işimizde, artık işe yaramayan köhne sistemleri sürdürmek uğruna harcadığımız enerjinin bizden neler götürdüğünü fark ediyoruz, yavaş yavaş…
“Artık olmayanla henüz olmayan arasındaki boşluğa saygı göster.” Nancy Levin
Önümüzde gün gibi duran gerçekleri, sırf alışılanı kaybetmemek uğruna inkar etmek yerine, bir an önce kabul etmemiz; sınır çizilmesi gereken yerlerde sınır çizmemiz, revize edilmesi gereken konuları geç kalmadan ele almamız gerekiyor. Basitçe çözebileceğimiz sorunları öylece ortada bırakıp kaçarsak, ileride başımız çok daha fazla ağrıyacak gibi gözüküyor.
Ay düğümlerinden destekli dolunay, geçmişte duygusal yaklaşıp sonucunu hesaplayamadığımız girişimlerimizdeki hataların telafisi için ‘aşırı kontrolcülüğe’ kaçmadan ipleri elimize almamızı salık veriyor; “sen bir adım at ve gerisini bana bırak” diyor. Balık’taki Kuzey Düğüm, olanı olduğu gibi kabul edebilme ve henüz olmayana alan açabilme potansiyelimizi uyandırıyor.
Sınır aşımındaki Ay ile yüzeye çıkması olası Oğlak gölgelerini, o hırs ve inat halini usulca yere bırakmanın zamanı şimdi. İsteklerimiz için diretmek ve savaş açmak teması yok bu dolunayda. Bilakis, dolunayın Antares’le paraleli ve Güney Düğüm’e doğru ilerleyen yöneticisi ile inat ve öfkeye teslim olanın hüsrana uğrayacağı görülüyor. Şimdi en makul olan, olmayacaklara ısrar etmek yerine, “eh madem olmuyor, biz de yeni bir yol açalım o halde” diyebilmek.
Şimdi bal toplayan arı gibi işe koyulma ve gereğini yapma vakti. Tıpkı onun gibi güçlü, çalışkan, azimli, fakat yine de yaşamın olağan sürprizlerine alan açacak denli bilge… Varoluşun bin bir rengiyle ahenkle dans ederek, görev duygusunu, yuvaya sadakatle harmanlayarak…
Sevgiyle ve ışıkla🌸
10 Temmuz 2025