Kendimizi ilahi bilginin kollarına bırakıp dalgalarla yüzdüğümüz Balık Dolunayından sonra, bugün, tam karşıt burcu Başak’ta bir Yeniay yaşayacağız. Dolunayda akışta kalarak gelene ‘merhaba!’, gidene ‘hoşçakal!’ diyebildiysek eğer, şimdi sıra durum analizine geldi. Başak burcunda kavuşan ay ve güneş, zihinsel alanda varsayımlardan arınıp yalnızca gerçeği görerek gerekli ayrıştırmayı yapmamızı, fazlalık olanı tespit edip evimizde, kalbimizde ve ruhumuzda dip bucak bir temizlik yapmamızı istiyor. Kısaca bu yeniay, hayatını ‘temize çek’ diyor.
Genellikle ‘temizlik ve titizlikle’ ilişkilendirilen Başak burcu, ayrıca yüksek düzeyde detay, analiz ve duygulardan uzak rasyonel bir işlevselliğe işaret eder. Başak’ı, karşıt burcu Balık ile birlikte deneyimlediğimizde, ruhsal bilgeliği akılsal olanla birleştirir, tam olarak akl-ı selîm olmayı başarırız. İyiyle kötüyü, doğruyla yanlışı, güzelle çirkini yani dünya düzleminde deneyimlediğimiz tüm ikilikleri ayırt edebilen zihnimizin semboliğidir Başak. Bu ikilikleri yargıya çevirmeden analiz etmek ve işe yarar olanı bünyemize alıp, işe yaramayanı uzaklaştırmak, sağlıklı bir hayatta kalma stratejisidir.
Şayet bir yarımız Balık gibi akışta salına salına yüzerken, diğer yarımızın Başak dikkatiyle bu yoklamayı çekmesi şarttır. Bu dengeyi ruhunda kurabilenler hayatla raks eder gibi hafif ilerlerken kuramayanları ya varsayımların ilüzyonu ya da hep haklı olmanın mutsuzluğu mahveder.
Anın haritasında 25 derece Başak’ta güneş ve ay kavuşumu, ay düğümlerine kare yapıyor. Geçmişin hatalarından dersimizi aldıysak artık yüklerine veda etmeli ve geleceğe doğru tertemiz bir kalple ilerlemeliyiz. Konsantre bir zihinle, tüm zaaf ve korkularımızdan soyunarak, dürüstçe, artık bize hizmet etmeyen, bizim de pek hakkını veremediğimiz ama ne hikmetse hala cebimizde taşıdığımız eşyaları, insanları, ilişkileri ve hayalleri artık ayıklamamız gerekiyor. Güney Ay Düğümü yükselenle kavuşumda ve Neptün yükselene kare açıda, aynı zamanda yeniaya karşıt çalışıyor. Geçmişten, belki atalardan, belki karmadan gelen tüm o birikmiş tortular özgürleşmeyi bekliyor. Kendimizi belki çocukça bir inançla aldattığımız noktadan vuruluyoruz. Gerçek yüzünü sezdiğimiz halde, kötüyü iyi yapma huyumuzla bilinçaltında aklayıp durduğumuz tüm ikircikli insanları da bu yeniayla birlikte listeden çıkaracağız. Varsaydığımız, öyledir deyip geçtiğimiz, ardına arkasına bakmadığımız, detayından kaçtığımız konular artık aydınlatılmayı bekliyor. Yeniayın yöneticisi Merkür’le, yükselen yöneticisi öncü karesinde. Merkür Terazi burcunda kararsız ve kibar kibar ortayı bulmaya çalışırken, Oğlak’ta kuralcı Jüpiter bize net bir temizlik gerektiğini, artık kıvırmamamız gerektiğini hatırlatıyor. Jüpiter’in sert duruşunun ardında sakladığı güzellikler var: Kendini kandırmayı bırakırsan gösteririm diyor.
Gerçek bir özgürlük için bu temizlik şart. Ezber, korku ve gereksiz vesveselerimizin üstüne giderek, bu kez yanılgılara kapılmadan, yüzleşilen her neyse ona kafayı çevirmeden ya da ortaya saçılıverenleri halının altına ARTIK itelemeden gerçekçi bir bakışla açalım sandıkları. Kaçtığımız her ne ise, bahanemiz ne olursa olsun, sorumluluk almaya başlamamız gerek. Sağlığımızla, işimizle, duygularımızla ilgili kendimizden uzun süredir kaçırdığımız gerçeklerle yüzleşip yepyeni kararlarla hayatı temize çekmek… Zira Satürn, yeniaya aynı dereceden üçgen açıyla destek veriyor. Bu temizliği yapma sorumluluğunu alanları, evinde, kalbinde, ruhunda çekmeceleri boşaltmaya cesaret edenleri sonunda büyük ve güzel sürprizler bekliyor.
Mars retrosu yavaş yavaş Satürn ve Pluto ile kare açıya doğru gerilerken, bir yandan da yeniay derecesine 150’lik yaparken… Meali, sistem daha büyük krizlerle bizlere elimizdeki çöpleri bıraktırmaya doğru hazırlanırken, miadı dolmuş olan ne varsa bir karar verip gönüllü bir biçimde bırakalım şimdiden. Bahanelerimizi, istiflediklerimizi, kaçtıklarımızı ve kendimizden sakladıklarımızı bırakalım. Hayatı bir güzel temize çekelim. Hatta belki de en başta kendimizi.
Sevgiyle ve ışıkla.