İlk soru şudur: “Ne istiyorsun?”
Hemen herkes doğal olarak bu çeşit bir soruyu sorar.
Ama daha temel başka bir soru daha vardır:
“Derin benliğinin arzuladığı şey nedir?”
Clarissa P. Estes, Kurtlarla Koşan Kadınlar, sf. 147
Tekamül rotamızı sembolize eden Ay Düğümleri burç değiştirerek Koç-Terazi aksına geçiş yapıyor. Bu eksen, bireysel anlamda her türlü ilişkide ‘ben-sen’ ya da ‘alma-verme’ dengesinin araştırılmasına, bireysel girişim ve inisiyatiflerin güçlenmesine zemin oluşturacak. Kolektif ölçekte, diplomatik ilişkilerde güç ve denge arayışını, savaşları ve isyanı öne çıkaracak.
Uyum ve adaptasyonun kimi zaman riyakarlaşan doğası, direkt ve vahşi olduğu için çoğu zaman yadırganan savaşçı doğamız ile dengelenecek.
Geçtiğimiz 1,5 senenin ana öğretisi, para ve toprak başta olmak üzere öz kaynaklarımızı koruyabilmek iken (Kuzey Düğüm Boğa), önümüzdeki 1,5 senenin ana öğretisi en derin arzularımız için yola çıkmak ve gerekirse savaşmak (Kuzey Düğüm Koç) olacak.
Ay düğümleri burç değiştirir değiştirmez, Oğlak’ta anaretik derecede gerilemekte olan Pluto’nun baskısına maruz kalıyor. Biliyorsunuz, Pluto çürümekte olanın yıkım emri anlamına gelir. Bu nedenle mevcut ilişkilerimizde ya da en basitinden kendimizle olan ilişkimizde dengeleri altüst eden bir durum varsa, şimdiden maraz çıkarmaya başlamış olabilir.
Zira bir yandan, en derin duygusal ihtiyaçlarımız, ailemiz ve aile saydıklarımıza dair hakikatlerle yüzleşeceğimiz bir Yengeç Yeniayına doğru ilerliyoruz. Pluto ve ay düğümleri arasındaki bahsi geçen zorlayıcı açının diğer ucuna dahil olan bu Yeniay, duygusal krizlerle tüm ilişkilenmelerimizi sorgulatıp dönüştürecek bir etkide.
Tüm bu sürece bir de, şu an gölgeli günlerini yaşadığımız Venüs retrosu ekleniyor. 22 Temmuz’da başlayacak retro süreci Eylül’de sona erse de, Venüs’ün Uranüs’le olan kopartıcı kontağı Ekim’e dek sürecek. Bu da demektir ki, tüm bu süreçte, Venüs’ün sembolize ettiği her şey: maddi değerler, finansal yatırımlar, aşk, ilişkiler, özdeğerimiz iyiden iyiye mercek altında olacak. Venüs’ün Güney Düğüm yöneticisi de olmasıyla beraber, sosyal ilişkilerimizden iş ortaklıkları ve işbirliklerimize, hukuki süreçlerden romantik ilişkilerimize dek birçok konuda ‘aydınlanmamız’, ‘uyanmamız’, ‘farkına varmamız’ ve elbette büyük bir kopuş ve özgürleşme yaşamamız söz konusu olabilir.
Kuzey Düğüm Koç’ta iken, sistem, kişinin en derin arzularını görmesini, duymasını ister. Sadece görmek ve duymak da yetmez; ayağa kalkmak, ona doğru yürümek ve gerekirse o uğurda ısrarla savaşmak gerekir. İlahi işleyiş, böyle bir dönemde, sadece ne istediğimizi değil, ne istemediğimizi de fark etmemizi, bunu cesurca dile getirmemizi, gerekiyorsa gerçekten istediğimiz şeye doğru dümen kırmamızı ve yine gerekiyorsa, mevcut akdimizi de korkmadan bozmamızı talep eder.
Hayatın insana bu kez öğretisi, kendine ve kendi gerçekliğine uyanmasıdır. Kalbinin ve ruhunun derinliklerinde gizlenmiş gücü açığa çıkarması, ruhundan gelen sese ve taleplere güvenmesi, belki de ilk kez başkalarından önce ve üstelik en öne kendini koyarak eşsiz varoluşunu ‘daha fazla ciddiye almayı öğrenmesidir şimdi istenen.
Kuzey Düğüm Koç’ta iken adil dövüşler olmayabilir; çünkü adalet, siz onu savaşçı ruh parçanızla söküp almayı öğrenin diye gizlenecektir. Fakat unutulmamalıdır ki, bizi sahte bir yansımadan kendi gerçekliğimize doğru taşıyacak her savaş, bir anlamda kutsaldır.
Bizler, kendi gerçekliğimizi ve Estes’in deyimiyle, ‘derin benliklerimizin o en gizli arzularını’, toplumsal bir onay mekanizmasına feda etmenin yüceltildiği bir toplumun çocuklarıyız.
Ancak yalnızca şimdi de değil, aslında her zaman sistem tam tersini istiyor; istediği anlaşılmayınca da mesajlar sertleşiyor.
Hep yazdığım gibi:
Sistemin, yaradanın kanadı olan insandan tek bir talebi var, KENDİ kanadını çırpıp uçması.
Kendi kanadını.
20 Nisan’da başlayan tutulmalarla birlikte, Terazi ve Koç burcunda ay düğümleri ve ana göstergeleri olanlar bu etkileri yoğun biçimde hissetmeye başladılar. Yengeç ve Oğlak aksında ay düğümleri ve ana göstergeleri olanlar da bu rüzgardan etki alıyorlar.
Eğer siz de bu gruba dahilseniz ya da astrolojik konumlarınızı bilmiyorsanız bile eğer bu yazılanlar ruhunuzda titreşiyorsa, bu dönem zihninize mıhlamanız gereken yegane öğüt şudur: “Kanadı bir başkasında aramak yerine kendinizde bulun. Şayet kanadınız kırıksa, onu bir başkasının kanadı ile yamamayın, yalnızca oturun ve onarın!”
Şayet zaman, kendi kanatlarımızı çırpıp uçmayı ‘tekrar’ öğrenmeye zorlayacak bizi.
Öyleyse, koşulsuz ve yargısızca şu soruyu soralım hadi:
“Benliğimin en derininde o arzuladığım şey neydi?”
10.07.2023