Venüs’ün gitgide hız kaybettiği bugünlerde, gökyüzünde gün batımını seyrederken, akşam yıldızı Venüs’ü olanca parlaklığı ve ihtişamıyla görebilirsiniz. Venüs, 20 Aralık itibariyle retro yani gerileme hareketine başlayarak -bir nevi yer altına inerek- bize geçmişten ve derinlerden bilgi getirecek. Venüs 9 Ocak’ta Güneş’le kavuşarak onun önüne geçtikten sonra onu artık sabah yıldızı olarak gözlemlemeye başlayacağız. İşte, Venüs’ün dünya etrafındaki her 18 aylık döngüsünün sonunda ‘Akşam Yıldızı’ fazından ‘Sabah Yıldızı’ fazına geçiş sürecine Venüs retrosu diyoruz. Venüs bu 40 günlük ‘yeraltı’ sürecinde, sahip olduğumuz her türlü değer, sevgi, ilişki ve bolluk bilincini gözden geçirmemiz için adeta toprağın altını sondajlayacak. Bu içe dönme ve sorgulama, yani nekahat döneminden sonra tekrar ayağa kalkacak ve bizlere ışık getirmek üzere Güneş’ten önce doğarak yolumuzu aydınlatacak.
Gezegenler gerçekte geri gitmezler. Astrolojide biz dünya merkezli gözlem yaptığımız için ‘hızını yavaşlatıp geri gidiyormuş gibi gözlemlenen’ gezegenlere geri gidiyor ya da retroda deriz. Astrolog yazar Steven Forrest bu konuyu anlaşılır bir örnekle açıklıyor:
…‘Arabamızı sürdüğümüzü düşünelim. Biraz ileride yol kenarında koşan bir at var. Henüz onun arkasındayken, gözlerimiz olanı görmektedir; yani at ileri doğru girmektedir. Oysa ona yetiştiğimiz an her şey değişir. Birkaç saniye manzaranın önünde atı geri gidiyor gibi gözleriz. Bu gözlerimizin bize oynadığı bir oyundur. Ama gördüğümüz budur.’
Dünyadan gözlemlenen bir gezegenin hızı, bu yanılgıya sebebiyet verecek denli yavaşladığında, tesir ettiği süreçlerde de bir yavaşlamaya neden olur. Venüs’e kısaca maddi ve manevi tüm değerlerimiz dersek, Venüs yavaşladığında ne olur?
Venüs retrosunda, maddi ve manevi tüm değer sistemlerimizde aksaklıklar, çökmeler, bozulmalar ve bir yeniden yapılanma söz konusu olur. Başta para olmak üzere tüm özkaynaklar ve en hakiki özkaynak olan ‘özdeğer duygusu’ sorgulanır. İlişkiler ve ilişki kurma biçimleri gözden geçirilir. Geçmişten gelen sorunlar, geçmişe dair yaralar, hesabı sorulmamış konular, üstü kapatılmış problemler gün yüzüne çıkar ve bu kez çözüme ulaştırılması için baskı hissedilir. Kadersel karşılaşmalar ve ‘bir araya gelmeler’ olabileceği gibi, miadı dolmuş ve bir ileri iki geri giden birlikteliklerde keskin kopuşlar da yaşanabilir. Hem kalp cenahında hem para piyasalarında dalgalanmalar, belirsizlikler, kayıplar ve geçici kazançlar elde edilebilir. Hak edilmiş ya da yitirilmiş değerler sahiplerine geri dönebilir. Sevgiyi ve değerleri alma-verme biçimlerimiz, hatta alma-vermede şaşan dengemiz mercek altına alınabilir.
Lakin Venüs sınavlarımız bu kez retro hareketinden de önce başladı: Yaşadığımız son Güneş Tutulmasında son derece aktif olan Juno-Şiron karesi 8 ARALIK’ta kesinleşirken kökleri derin, uzun ilişkilerdeki hasıraltı edilmiş problemler açığa çıkmaya başlayabilir. Yine Güneş Tutulmasında yükselmekte olan Venüs&Pluto kavuşumu 11 ARALIK’ta kesinleşiyor ve bu kavuşuma su elementindeki güçlü bir Ay/Neptün ile Mars oldukça destekleyici bir konumda yer alıyor. İlişkilerde ‘kaçınılmaz’ ve bu kez oldukça iyileştirici bir dönüşümün eşiğindeyiz. Bu kez kaçmamamız gerekiyor, zira Venüs gerileyip tekrar ilerleyeceği için Pluto ile 2 kez daha kavuşum yaparak bu dönüşüm vaadini garantiliyor olacak.
17 ARALIK’ta Merkür hem Juno hem Şiron’la açıya yaklaşırken Şiron’un durağan pozisyona geçmesi ve aynı gün Venüs’ün de durağan pozisyonda olması, ilişkilerde oldukça dramatik ve krizli bir süreci başlatabilir ve bu uzaktan bile olsa bir iletişim kanalıyla gerçekleşebilir, bir söz, bir mesaj, bir haber.
19 ARALIK İkizler burcu dolunayında halihazırda İkizler kararsızlığı ve ikilemleri vurgulanırken, artık tamamen durmuş, ağırlaşmış bir Venüs ile tamamen ne yapacağını bilemeyen bir enerji hakim olabilir. Venüs’ün gerileme hareketi 20 ARALIK’ta başladıktan kısa süre sonra 25 ARALIK’ta Venüs&Pluto kavuşumu ikinci kez gerçekleşerek, bakış açımızı gözden geçirip dönüşüme razı olmamız için bize baskı kuruyor. Bu tarih ve yakınında kadersel karşılaşmalar, açığa çıkan sırlar ve zoraki yüzleşmeler söz konusu olabilir. “Venüs retroda, aman ilişkiye başlamayalım, karar vermeyelim, harekete geçmeyelim.” deyip yönetebileceğimiz bir zaman döngüsü değil bu. İstemsizce ve tamamen nefsani itilişlerle olaylara ve kişilere çekilebilirsiniz, çünkü yaşanması gereken yaşanacak ve öğretisi her ne ise, alınacak.
Merkür’ün 29 ARALIK’ta Venüs’le olan kavuşumuna Pluto eşlik ederken kendimizi zihinsel krizler ve derin bir alma-verme hesabı içerisinde bulabiliriz; zira hem Merkür hem Venüs Oğlak burcunda, oldukça katı, rasyonel ve gerçekçi bir bakışla olanı biteni değerlendirmek ve derin uykulardan uyanmak söz konusu olabilir. Bu göksel konumlar, kendini kandırmaya müsait konumlar değildir; zaten tam bu süreçte ortalama Kuzey Düğüm de Venüs yönetimindeki Boğa burcuna geçiş yapıyor. Bitmek bilmeyen krizli ilişki biçimlerinden, ne olduğu aslında herkes tarafından bilinen ama görmezden gelinen giz ve sırlardan, çetrefilli ve ikircikli yapılardan ve belki çocukluktan bu yana ezberimiz haline gelmiş ‘tutunan ve bırakamayan’ bağımlı taraflarımızdan arınmamız için sistem bizi dört bir yandan kuşatıyor.
7 OCAK’ta Venüs – Juno kavuşumu Uranüs ve Neptün’den aldığı destekleyici açılarla, sürpriz, ani, beklenmedik ve ‘oldukça hayale uygun’ karşılaşmalar getirebilir. Jüpiter’in Balık burcundaki konforlu seyrinin de sürece eşlik etmesiyle bu Venüs retro sürecinin birçok yeni ve sonradan rayına oturup kalıcı hale gelebilecek birlikteliğe kapı aralayacağını düşünüyorum. Bu nedenle eski, klasik, ezber ‘haydi retrolarda hayatı durduralım’ dürtüsünden uzak durarak, karşınıza çıkanlara olumsuz anlamlar yüklememenizi ve peşin hükümlü olmamanızı tavsiye ediyorum. Venüs Oğlak’ın realist ve temkinli ruhuna sahip çıkarak yavaş ve farkındalıklı adımlarla ilerleyebilirsiniz. Hiçbirşey için hemen karar vermek ve keskin virajlar almak zorunda değilsiniz.
9 OCAK’ta Güneş Venüs kavuşumunun ardından artık bu retro sürecinin size sunduğu hediyelerin farkına varmaya başlayacaksınız. Venüs Güneş’ten hemen önce doğarak bizlere bu yeni bilinci ve ışığı taşımaya başlayacak. Özellikle özdeğer konusunda bugüne dek fark etmediğiniz, aslında yaşanan herşeyin temel sebebi olduğunu anladığınız eksikliklerinizi görmeye başlayabilirsiniz. Siz kendinizi yeterince sevmediğiniz ve saymadığınız için belki de, o aradığınız sevgi ve saygıyı göremediniz.
12 OCAK’ta bu kez Güneş&Juno kavuşumu ruhsal karmik bağları gün yüzüne çıkartırken, Kuzey düğümden de aldığı destekle geleceğe sağlam temellerle aktarılabilecek, ayağı yere basan birlikteliklere göz kırpıyor. Kör ve aldatıcı bir romantizm ile durağan ama dengeli bir gerçekçilik arasındaki seçimler belirginleşiyor. Merkür’ün de Kova burcunda retro sürecine başlamasıyla beraber kendimizi ve zihinsel süreçlerimizi daha yoğun ve derin biçimde sorgulamaya başlayacağız bu dönem.
24 OCAK’ta Juno&Pluto kavuşumu kesinleşir ve ilişkiler geri dönülemez biçimde dönüşürken, Mars’ın da Oğlak burcuna geçmesi ile gökyüzünde hem Oğlak stelyumunu hem de Merkür&Venüs retro partisini yöneten Satürn’ün o ham gerçekçiliği, peşinden koşup durduğumuz hayallere yakından bakmamızı talep ederek neyin ne olduğunu artık görmemizi sağlayacak. Karmanın lordu Satürn, bize gerçekten ‘iyi gelecek’ seçimler yapmanın, kendimizi ‘gerçekten’ sevmenin ilk koşulu olduğunu bizlere öğretecek.
29 OCAK’ta Venüs düz hareketine başladıktan sonra, 3 MART’ta Pluto ile son kavuşumunu yaparak, bu 40 günlük gerileme sürecinin yarattığı dönüşümü tekrar vurgulayacak. Kuzey düğümün Boğa burcuna geçmesiyle beraber özdeğer (Venüs) ve özkaynaklar (Boğa) ile ilgili bolca sınanacağımız bir 1,5 senelik döngünün eşiğindeyiz. Bu Venüs retrosu, bir ön hazırlık mahiyetinde bizlere belki de en önemli konunun kendi değerimizi, değer sistemlerimizi ve kaynaklarımızı bir başkasının insiyatifine bırakmadan BİZİM gerçekçi bir biçimde tayin etmemiz olduğunu hatırlatıyor.
Nitekim Venüs’ün bu Dünya gezegeninde ilişki, cinsellik ve aşk sınavlarının çok ötesinde ve çok daha önemli bir biçimde bizlere olan öğretisi kendi değerini bilmektir. Onu bir başkasının gözünde aramak, bir başkasının varlığında anlamak, bir başkasının yokluğuyla veya söylemleriyle değersizleştirmek belki de en büyük Venüs hatalarındandır. Umuyorum ki bu retro dönemi bizlere eşsiz ve biricik varoluşumuzun kıymetini hatırlatsın. Zira bir insanı sevmekten de önce kendini sevmekle başlıyor herşey.
Sevgiyle ve ışıkla.
4.12.2021