Bu akşam ayın dünyaya en yakın olduğu konumda bir yeniay (ay ve güneş kavuşumu) gerçekleşecek. Ay ve Güneş’in Terazi burcunun 23 derecesinde, Spica sabit yıldızı ile kavuşarak buluştuğu bu yeniay, gerilemekte olan iki kişisel gezegenin de etkisi ile kartların yeniden dağıtılmasına yani ruhsal devinimimizde her neredeysek, ya karmik hakedişlerimizin ya da borçlarımızın tahsilatına yol açacak.
Terazi burcundaki bu yeniay, sen-ben dengesinin gözetilmesini gerektiren her türlü ikili ilişkide yeni ve radikal kararlar aldıracaktır. Sen demenin ayarını kaçıranlar hayır demeyi, ben demenin ayarını kaçıranlar özveriyi öğreniyor. Zira yeniayın karşısında ‘uyum ve diplomasi’ nedir bilmeyen Koç burcundaki Mars, gerileyerek yeniaya karşıt çalışıyor. Tüm sabır ve uyum denemelerimize rağmen içimizde pasif agresif bir ateş, her şeyi yakıp yıkmak istiyor. Kapıyı çarpıp çıkınca rahatlayacağız gibi geliyor olabilir ama sonrası derin pişmanlık olur. Satürn Pluto, dağın zirvesinde gözcü gibi bekliyor. O çarptığımız kapılar bir daha asla açılmayabilir. Elimize dikkat edelim.
Merkür Akrep’te gerilerken, hele hele Juno ile kavuşumda ve Uranüs tarafından sürekli kışkırtılırken, evlilik ve ortaklıklarda geçmişin birikimlerini bir çırpıda karşıya kusma olasılığımız var. Kustuklarımızın çook eski hikayelerin geçersiz ve hatta mesnetsiz parçaları olma ihtimali daha da can sıkıcı. Son kullanma tarihi geçmiş takıntılarımıza pay vermeyelim. Ağzımızdan çıkanı önce kendimize sonra karşımızdakine söyleyelim: Dilimize dikkat edelim.
Yeniay yöneticisi Venüs Başak burcunda, Jüpiter’le güzel bir toprak üçgeninde, yeni ve köklü ilişkilere gebe bir görünüm. Lakin tam karşısında Neptün Balık’ta sisler arasından kadehini kaldırıyor, kanmayın, aldanmayın, aldatmayın diyor. Kendini aşkın sarhoş edici sularına bırakmak iyi hoş güzel ama şimdi doğru zaman değil. Akıl ve kalp tartısında dengeyi iyi tutturmamız gereken zamanlar. Emin olmadan girme o sulara, hayır diyemediğin için birşeylere razı gelme, inanmadığın vaatlerde bulunma. Arzularına, özlemlerine, ilişkinin gerekliliklerine ve beline sahip çık, diyor.
Ve yanlışta ısrar edenin cezasını,
bile bile lades olanın dersini,
doğru yolda inançla yürüyenin ise ödülünü aldığı bir yeniay bu, ay düğümlerine ılımlı…
Her nerede olursan ol unutma, her birimiz birer yolcuyuz bu evrende. Tekamülde düşe kalka ilerliyoruz, herkes kendi yolunda, kendi sınavında, kimsenin kimseden artısı da eksisi de yok. Her birimiz, iyi kötü ayırt etmeksizin, insan olmanın ağırlığını yüklenmiş ilerliyoruz bu deryada. Herkes kendi kabınca, yettiği kadarınca…
Mesnevi’den alıntılayarak bitirmek isterim:
‘Herkes kendi vüs’u ve say’ı kadarınca nasip alır.
Eğer senin kabın az su alıyorsa, deryanın ne günahı var?’
Ne kap, ne kacak; gönül dolusunca yaşıyorum.
Zamanı hep yatay sanırlar.
Ben geçmişte yokum, gelecekte de yokum, şimdi dikine varım,
Yükselmesine sonsuz,
Derinlemesine sonsuz…”
Sevgiyle ve ışıkla.