“Bazı şeyler bize bağlıdır ve bazı şeyler bize bağlı değildir.”
Epiktetos
Yarın sabah İkizler burcunun 27 derecesinde yılın son dolunayını yaşayacağız. Hem ardımızda bırakacağımız senenin, hem 1.5 senedir İkizler-Yay aksındaki düğümlerin tüm öğretisinin Z raporu niteliğindeki bu dolunaya, Oğlak burcunda gerilemek üzere duran Venüs eşlik edecek.
Güney Düğüm ile Mars kavuşumda, Güneş Galaktik Merkez dolaylarında ve Venüs retro eşiğinde iken son derece karmik etkiler barındıran bu dolunay, birçoğumuza süreç içerisindeki hak edişlerini veya tam tersi ödenecek kefaretleri getirecek. Üstelik Neptün’ün dolunaya olan uzak karesi, kafa karışıklıkları ve kurban sanrılarını tetikliyor. Kendimizi geçmişte güç bela ektiğimiz tohumların meyvelerini toplarken veya bile bile düştüğümüz tuzakların bedellerini öderken bulabiliriz. Ne olursa olsun, olmuş bitmiş olanın getirdiği öğretiyi yan cebe koyup, gelecekte kim olmayı ve kimlerle yürümeyi SEÇECEĞİMİZİ akıllıca analiz etmemiz gereken bir süreçten geçeceğiz.
Ay düğümleri yıl sonunda Boğa-Akrep aksına geçerken, önümüzdeki yılın ana gündeminin PARA olacağını daha bir sene önceden söylemiştik. 19 Kasım’da gerçekleşen ilk tutulmada tetiklendiği gibi bu tuhaf buhranın da içinden geçmeye başladık.
Para, varlığa özdeğer bilincini hatırlatmak için kurgulanmış maddi bir tezahürden başka birşey değil. Üstelik, hem paranın hem özsevginin, yani tüm değerlerin Venüs ile temsil edilmesi de boşuna değil: Özdeğer algısı zayıf bir kişi/halk parayı kendine çekemez. Para ve bolluk, kendine kıymet vermeyene, varlık bilinci olmayana uğramaz. Sahip olduğunuz kıymetlerin tümünün kaynağı kendi kıymet bilincinizin düzeyidir. Yani hak ettiğinizi değil hak ettiğinize inandığınızı elde edersiniz. Üstelik, bir başkası da, sizin değerinizi ancak sizin merceğinizin kalitesi oranında görür, anlar ve kıymetlendirir. “Kıymetimi bilmiyor ve hak ettiğimi vermiyorlar” dediğimiz her an, bilmeliyiz ki, sorunun kaynağı bizdedir, bizim merceğimizdedir.
Venüs gerilerken, mikro ölçekte özdeğer problemlerimiz ve makro ölçekte yaşadığımız ekonomik buhran bizleri bir yol ayrımına getirecek. Üstelik Venüs, Oğlak gibi oldukça somut ve gerçekçi bir burçta gerilemekte. Ancak Venüs Oğlak gölgesine kaçarsa, kişi kendi değerini statü ve para gibi dışsal etkenlerle tanımlama tuzağına da düşüyor. Ezcümle, 40 gün sürecek olan Venüs gerilemesi, önümüzdeki 1.5 senenin gündemini tüm çıplaklığıyla ortaya serecek. Bu 40 günlük ‘muhasebe süreci’ni, para dahil tüm değer sistemlerimizi baştan sona hakikatli bir gözle değerlendirip, hayatlarımıza tatbik etmek için son bir seçim şansı olarak görüyorum.
Dünya bir yol ayrımında. Sanıyor musunuz ki kaos sadece bulunduğumuz coğrafyada? Dünya bugün bir yangın yeridir. Yerini, konumunu ve kıymetini doğru belirleyenler, bundan on yıl, yirmi yıl sonra kendilerini hayal ettikleri yerde bulacaklardır. Hem de bulundukları coğrafyadan bağımsız… Işığın coğrafyası yoktur. Işık bir noktadan çıkar ve bütüne doğru kendini büyüterek, ışıyarak çoğalır. Coğrafyadan bağımsızdır ışık. Ve bozun ezberlenmiş cümleleri: Coğrafya kader değildir. Coğrafya bir seçimdir. Coğrafyaya bağımlı kalmak, coğrafyayı bahane sunup arkasına saklanmak, basbayağı bir seçimdir.
Bu göksel kombinasyonda akıl tutulması olağan. Kalp ve akıl cenahında işler karışık. Venüs durağan, Merkür’ü kareleyen Şiron durağan. Eski yaralar, zihinsel karmaşalar, geçmişe özlem ayyuka çıkmış. Gökyüzü karanlık, yorgun argın varılan her sokak çıkmaz… gibi… Göz önündekini görüyor. Göz, sonrasını tahayyül edemeyen bir miyoplukta. Gerçekten böyle mi?
Stoacı filozof Epiktetos’un ‘kontrol dikotomisi’ felsefesinde savunduğu gibi, bazı şeyler bize bağlıdır, bazıları değildir ve burada bize verilen seçim hakkı, bize bağlı olmayan koşullara verdiğimiz tepkide saklıdır. Tepkinizi belirleyen kim olduğunuz, kendinize verdiğiniz değer ve farkındalığınızdır.
Evet, hala onun bununla, eski sevgililerle, duygusal alışverişlerle, herşeyin üstünü sinsice örten alaycılıkla, siyasi yalanlarla, döviz kurlarıyla, dünyada ‘binyıllardırsüregelen’ yangınlarla oyalanmak isteyenler için çıkış yolu karanlık olabilir. Aydınlığa yürümek istiyorsanız, bunlarla vakit harcamak yerine önünüze bakmalısınız. Dünya hep böyleydi, bu yaşananlar bize ve bizim jenerasyonumuza has değil. Çıkın zihnin bu karanlık kurban sarmalından. Bu hikayeyi iyi biliyoruz, inanmıyorsanız, hemen şimdi, tarihi kurcalayın. Evet farklı olan birşey var: Yeni Bir Dünya doğuyor. Biz doğuruyoruz. Siz de bundan ayrı değilsiniz. Bu doğumun eşlikçisisiniz. Kendinizi bütünden ayırma yanılgısına sığınmayın. Ve neye zaman, emek ve para harcadığınıza dikkat edin: bunlar sizin geleceğinizdir. Yeteneklerinize, özdeğerinize, kalbinize bakın. Nerede olmak istiyorsanız, rotayı derhal oraya çevirmeli ve tüm gündelik hayhuyları geride bırakmalısınız. Geride bırakamazsanız, geride kalırsınız.
Kim olmak istediğimiz kadar, kimlerle olmak istediğimizi de Venüs Oğlak’ın pragmatist gerçekçiliği ile gözden geçirmeliyiz. Hiçbir işe yaramayan, sonu olmayan, belki saf bir duygusallık ve çocukça bir özlem ile sarıldığımız, oluru olmayan kişi ve ilişkilere tutunmanın bedeli ağır olabilir. Kimi beslediğinize ve kimden medet umduğunuza dikkat edin. Kendini kandırmanın sonu pişmanlıktır. Bu pişmanlık sularından hızlıca silkinip gerçekliğin altın yoluna girmek için bir fırsat sunuyor şimdi bize zaman. Venüs’le dipdibe Pluto bize kalpte ve ruhta müthiş bir dönüşümün anahtarını sunuyor. Pluto, üzerinde durduğunuz o kaygan zeminleri sallayıp yıkmadan evvel, o anahtarı alın ve açın kendi kendinize kapattığınız o kapıları tek tek.
Kim olduğunuzu ve kimlerle yürüyeceğinizi iyi seçin. Seçtiğiniz eşlikçiler sizi çoğaltmalı ve önümüzdeki on yıl, yirmi yıl boyunca yolunuza yoldaş olmalılar. Geride bıraktıklarınızdan size aynaladıkları gölgelerinizi, birlikteliğinizde sundukları kıymetli öğretileri alıp yolunuza devam edin. Kafayı kuma gömmek, benzer dehlizleri hayatınıza çekmekten başka işe yaramayacaktır. Oyalanmayın. Dolunay yöneticisi Merkür Juno ile kolkola, Uranüs’ten de aldığı destekle, birlikte yürümeniz icap eden ruhları sizlere tuhaf rastlantılar eşliğinde getirecektir. Sahip olduğunuzun yine de en iyisi olduğunu sanıyor ve değersizlik sanrılarıyla kıvranıyorsanız, kalbinizi temizleyip orada yeniye alan açmaktan korkmayın. Bu dolunay anında da aktif olan Satürn Uranüs karesi bir yıldır eski kapıları ve kalıpları kırmanızı istiyor. Kırın.
Zaman dar, zaman ağır. İkizler-Yay aksı bize yeterince rasyonel olmamanın, ince ayar hesap yapmamanın, gerçeklerin değil iyimser hayal ve varsayımların, kör inançların peşinden koşmanın bedelini ödetti bu 1.5 yıl. Ve şimdi zaman, bu bedellerin ağır yükleri ile üstümüze çullanırken, hayatın her salisesinde dahi bir seçim hakkımız olduğunu anımsamalıyız. Bu ne büyük armağan. Bu armağanın hakkını vermeli ve seçimimizi hak ettiğimiz geleceğe doğru bir adım atarak kullanmalıyız.
Akılcı ve özgürleştirici, dualiteye saygı ve sevgi ile çoğaltıcı, sağlam adımlar, akıllı bir kalp ve şeffaf bir zihin ile hedefe doğru ilerleyenleri son derece destekleyici yeni bir dönem başlıyor. Yangın yerinde donakalıp yerinde sayan, en sonunda da yangına kapılanlarla dolu dünya. Dilerim ki onlardan olmayalım. Dilerim ki bu inşa sürecinde aklımız ve kalbimiz pusulamız, seçimlerimiz biricik dayanağımız olsun. Kalbimiz dönüşsün. Ruhumuz evrilsin. Yolumuz, kapımız, geleceğimiz sonsuz güzelliklere, birlikte kuracağımız o ışıl ışıl Yeni Dünyaya açılsın.
Sevgiyle ve ışıkla.
18.12.2021